7 Haziran 2008 Cumartesi

Gebelik ye Kadın

Anne olma günü yaklaştıkça, kadında oluşan fiziksel değişikliklerle beraber, geçici ya da sürekli olarak kişiliğini ol­dukça önemli bir biçimde etkileyebile­cek ruhsal değişiklikler de meydana çı­kabilir. Genç kadın, bu değişimlerden allak bullak olabilir. Esenlik içinde yaşa­yan bir kadının birdenbire endişeli ve melankolik bir insan haline dönüşümü­nü bu duruma örnek olarak verebiliriz. Genç anne, yeni bir varlığa can vermek­ten gurur duymakla beraber, çocuğuyla bağlantısının zayıfladığı tasasına kapı­lır. Gerçekten de bir çocuğu dünyaya getirmek aynı zamanda onu kendinden uzaklaştırmak demektir. Bu nedenle, annenin bilinçaltına, çocuğunu, ken­dinden koptuğu anda kaybedeceği fikri usul usul yerleşir. Bu bekleyişin doğur­duğu ruhsal baskının, hem kendisine hem de çocuğuna karşı duyacağı tasa­lanma biçiminde meydana çıkması an­layışla karşılanmalıdır. Annede çocuğu­nu kaybetme ya da anormal bir çocuk doğurma korkusu vardır. Annedeki vücut çizgilerinin bozulması korkusu, tam anlamıyla dişice bir endi­şedir. Bu tür tasalar doğal olmakla bera­ber, bu duygu çok şiddetli bir biçimde kendini gösterirse, genç kadının anneli­ği bir türlü kabullenemediğini ya da ta çocukluk devrinde yerleşmiş bazı neden­ler dolayısıyle bu tür bir duyguya kapıl­dığı sonucuna varmak gerekir. Zaman geçtikçe ve çocuk da varlığını duyur­dukça bu endişeler genellikle, kaybo­lur.
Kadınların çoğu, gebeliklerinin ilk ayla­rında kendilerinde suçluluk duygusu uyandıran bir düş kırıklığı duyarlar. Oluşmakta olan varlığın "kendi" çocuk­ları olduğunu bir türlü algılayamazlar, bu nedenle de içlerini bir sıkıntı duygu­su kaplar.
İlk aylarda sürekli olarak kendini göste­ren tedirginlikler kaybolur, çocuk hare­ket etmeğe başladıkça bağımsız bir var­lık olarak kendini belirttikçe genç kadın, anneliğinin elle dokunulur bir kanıtını elde etmiş olur. işte o zaman, "yavrusunu" düşünmeğe başlar. Olgun­luğa erişmemiş "çocuk-kadınlar" anne­lik devrelerini kabukları içine çekilerek geçirirler. Çocukiarıyle dopdolu bir ya­şam sürerek, dış dünya ile ilgili her et­kinlik ve sorumluluktan sıyrılmalarına izin verildiğini sanırlar, her şeyin kendi-
leri sayesinde olduğu fikrini benimser­ler. Başta kocaları olmak üzere, her­kesten tüm özen ve sevecenliklerini ken­dilerine göstermesini beklerler. Oysa, daha olgun ve daha etkin kadınlar, o an­da kendilerini gerçeğin kucağına atarak gelecekte yaşamağa ve çocuklarını, ki­şilikleriyle kendilerini dünyaya kabul et­tirmeği bilecek olağanüstü birer varlık olarak görmeğe başlarlar bile.

Hiç yorum yok:

DESTEKLEYEN SİTELER

PASTA - TATLI - BÖREK - YEMEK TARİFLERİ

Web Stats Sağlık ve Tıp güzel sözler